Sosyal Medya

Güncel

Türkiye’ye karşı operasyon rolü

Meselenin bu yönü, askeri müdahalelerin uluslararası boyutunu daha çarpıcı biçimde ortaya koymaktadır. Öyle ki darbe girişimi, “Ne istedilerse verilen” bir kadro tarafından, bunları kendilerine “Alnı secdeye gelen kişiler” oldukları için veren siyasi kadroya karşı gerçekleştirilmiştir. Gerçekten ülke realitesi açısından absürd, ancak uluslararası plan bakımından anlaşılabilir bir durum söz konusudur. Uluslararası odaklar, dini zeminde oluşmuş bir yapıyı, dindar bir siyasi kadroyu devirmek için devreye sokmuştur. Neden? Türkiye'yi yöneten kadro, bölgenin uluslararası plandaki dizaynını zorlayan bir yöneliş içindedir! Uluslararası odaklar Mısır'da bunu alnı secdeye gelen bir general ve onun yanında poz veren Selefilerin işbirliği ile gerçekleştirmiştir.



Ahmet TaÅŸgetiren - STAR

Türkiye, askeri darbelere yabancı olmayan bir ülke. TSK İç Hizmet Kanunu'nda geçmiÅŸte yer alan “Cumhuriyeti koruma ve kollama” misyonu “Cumhuriyet tehlikeye düştü”gerekçesinin oluÅŸtuÄŸuna inanılan bir noktada devreye sokulmuÅŸ ve çok partili hayata geçildiÄŸinden bu yana doÄŸmadan ölenler bir yana, 6 askeri müdahale gerçekleÅŸmiÅŸtir. Kiminin gerekçesinde terör vardır, kimininkinde “irtica” kapsamına sokulan Ä°slami geliÅŸmelerin kurulu düzen tarafından tolere edilebilecek olanın ötesine geçtiÄŸi deÄŸerlendirmesi vardır. Özellikle Ä°slami geliÅŸmelere yönelik askeri müdahaleler, devlet - toplum iliÅŸkileri açısından ciddi yaralanmaların gerçekleÅŸmesine sebep olmuÅŸtur.

Geçmiş darbelere ilişkin bir tespit devreye uluslararası odakların girmesidir.

Bir diÄŸer tespit de Türkiye'nin düzeninin uluslararası bir dizaynın parçası olduÄŸu ve o dizaynın zorlandığı durumlarda askeri darbelerin bir enstrüman olarak devreye sokulduÄŸudur. 

15 Temmuz'da gerçekleÅŸen darbe giriÅŸimi “Askeri hüviyet” itibariyle öncekilere benziyor olsa bile, darbede rol alanların hüviyeti itibariyle öncekilerden farklı bir mahiyet taşımaktadır. Nedir o? O da kalkışmanın, dini zeminde oluÅŸmuÅŸ bir yapı tarafından, dindar bir kadroya karşı yapılmış olmasıdır.

Meselenin bu yönü, askeri müdahalelerin uluslararası boyutunu daha çarpıcı biçimde ortaya koymaktadır. Öyle ki darbe giriÅŸimi, “Ne istedilerse verilen” bir kadro tarafından, bunları kendilerine “Alnı secdeye gelen kiÅŸiler” oldukları için veren siyasi kadroya karşı gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Gerçekten ülke realitesi açısından absürd, ancak uluslararası plan bakımından anlaşılabilir bir durum söz konusudur. Uluslararası odaklar, dini zeminde oluÅŸmuÅŸ bir yapıyı, dindar bir siyasi kadroyu devirmek için devreye sokmuÅŸtur. Neden? Türkiye'yi yöneten kadro, bölgenin uluslararası plandaki dizaynını zorlayan bir yöneliÅŸ içindedir! Uluslararası odaklar Mısır'da bunu alnı secdeye gelen bir general ve onun yanında poz veren Selefilerin iÅŸbirliÄŸi ile gerçekleÅŸtirmiÅŸtir.

Olanların Sovyetler'in dağılmasından hemen sonra başlayan, yeni NATO misyonu ile bağlantılı, epeyce bir arka planı da vardır.

Darbe bastırılmıştır. Ancak bölgemizde ve tüm Ä°slam dünyasında kimi zaman devletlerin, kimi zaman dini zeminde oluÅŸmuÅŸ yapıların devreye sokulmasıyla ve "Ä°slam'ın Ä°slam'la savaşı" ÅŸeklindeki Condelezza Rice formülasyonu içinde operasyon devam etmektedir.

***

Bu hikaye, “Cemaat” olarak yola çıkıp, “Gülen hareketi” olarak dünyaya açılan, devletin farklı tarihlerde bir “Türkiye hamlesi” yaklaşımıyla destek verdiÄŸi, küresel odakların “Ilımlı Ä°slam” hesabına denk düşen bir Yapı'nın, küresel odaklar tarafından Türkiye'ye karşı kullanılır hale gelmesinin hikayesidir.

Bu yapının Refah Partisi ile ilişkisi sorunlu oldu. 28 Şubat'ta genel İslami zeminle ayrışma yaşadı. Ak Parti yola çıkarken Refah'tan farklı olarak Batı ile diyalogu tercih ettiği için, bu yapı ile de paralel duruş gerçekleşti.

Ne zamana kadar?

İslam coğrafyasında Batı'nın kontrolü dışında gelişmeler yaşanmaya ve Ak Parti liderliğinin Türkiye'yi Batı'dan farklı bir yerde konuşlandırdığı kanaatinin Batı'da oluşmasına kadar.

Bundan sonra Batı'nın güç odakları tarafından İslam coğrafyasına yönelik gözaltı dönemi ve operasyonlar başlayacaktır.

Bu süreçte Yapı'nın Batı'nın tavrına monte olduÄŸu gözlemlenecektir. Bir tür savaÅŸ enstrümanı rolüne girilmiÅŸtir. Bu benimsenmiÅŸtir. Gönüllü mü, yoksa uluslararası planda yürüyen iliÅŸkiler sebebiyle bir “bedel ödeme” durumu mu söz konusudur? Gelinen noktada bu rolün içselleÅŸtirildiÄŸi anlaşılmaktadır. Darbe giriÅŸimindeki rol, Batı'daki güç odaklarının, “ErdoÄŸan'la hesaplaÅŸma” projesinin icrası rolüdür.

Türkiye kaynaklı bir hareket, her ÅŸeyi sıfırlamayı göze alır, “Ä°hanet rolü”nü baÄŸlılarının üstüne silinmez kara bir leke olarak sürdürmezdi. 15 Temmuz'un bir yönüyle “Ä°hanet”i bir yönüyle “Ä°hanete karşı millet direniÅŸi”ni sembolize etmesi, o “Yapı'nın sade baÄŸlıları” için ne kadar dramatiktir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.